Dünyada hiçbir mekân ve toplum, tarih ve coğrafyası tümüyle atlanarakanlatılmaz. Dolayısıyla gezi yazarı, yalnız gördüklerini değil,
görmediklerini de anlatmak zorundadır. Bu düzeye varması ise, ancak önce okuyarak sistematik bir bilgi toplayışına girmesi,
daha sonra da bu bilgilerle gördüklerini sentez yaparak (işte burada ölçülü bir duygusallıkla da) toparlaması ve anlatmasıyla olur.
İşte dünyada gezdiği ülkeler, beldeler paletine imrendiğim Prof. Dr. Orhan Kural, gezi edebiyatının bu gerçeklerine varmış yeni kişiliğidir. Dilerim ki, tüm dünyayı gezmeye ve anlatmaya zaman bulur.
Aydın Boysan